1980’li yıllarda Stephen Greenblatt’ın önderliğinde edebiyat incelemelerine yeni bir bakış açısı getirilmiştir. Bu yeni bakış açısına göre tarih geleneksel anlayışların dışında bir yaklaşımla yeniden değerlendirmeye tâbi tutulmalıdır. Yeni tarihselcilik olarak bilinen bu yeni yaklaşıma göre tarih, edebiyat ile yakın ilişkiler içerisindedir. Edebi bir metnin yazıldığı dönemi yansıttığını düşünen önceki tarihsel teorilerin aksine yeni tarihselcilik edebi bir metnin üretildiği tarihsel koşullardan ne kadar etkilendiği üzerinde durur. Aynı zamanda bu kuram o dönemin sosyal atmosferi ve yazarın psikolojik durumunu da dikkate alır. Yeni tarihselcilikte edebiyat tarihe kaynaklık edebilecek bir kanıttır. Yeni tarihselcilik temelde yazınsal eserlerin önemini vurgulayıp yazınsal olmayanı görmezden gelen geleneksel tarihi anlayışlara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu kuram tarihi eleştirel bir yaklaşımla inceleyerek onun sorunsallığını vurgulamıştır; İlginçtir ki tarihsel bir yaklaşım olarak ortaya çıksa da sadece tarihi değil pek çok oluşumu ilgilendirir. Yeni tarihselcilik en çok kültür ve toplumla ilgilenmiştir. Örneğin tarihteki bir olayı ele alırken bu olayın sebeplerini o dönemin şartlarını göz önünde bulundurarak açıklamaya çalışmıştır. Yeni tarihselcilik genelde geleneksel tarihin ihmal ettiği kadınlar, ezilenler, deliler, eşcinseller gibi azınlık grupların üzerinde durur. Bu çalışmada edebiyat incelemelerinde önemli bir yeri olan yeni tarihselcilik tanıtılmıştır.