Post-modern özneler çağında sosyo-politik düzlemde yaşanan köklü bir simgesel dönüşümün yanında; dünün uğraş gerektiren türlü yazın ürünleri de sürmekte olan bu değişim/dönüşüm sirkülasyonu içerisinde, gösterinin nesneleri haline getirilmektedir. Jean Baudrillard’ın deyimiyle “tarihin ölümü” ya da diğer bir deyişle gösterinin/gösterilenin zaferi olarak anılabilecek bu yeni evre, dünün yazılı materyallerinin –bugünün sanalitesi boyutunda– televizyon yapımları, video oyunları ve sinema filmleri bağlamında bir gönderenler sistemine dönüştüğü görkemli ve bir o kadar da eleştiriye açık bir evre olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde, görsel olanla girilen kaçınılmaz gündelik etkileşimin etkisiyle; anıtsal olanın anlatıcısının yerini alan geçen yüzyılın entelektüel yazarının dönüştüğügünümüz sanal anlatıcı formu, tarihyazımında yeni bir dönemin de simgesidir. Tüm hatlarıyla bu yeni süreç, tarihyazım ürünlerinin sunumunun yanında, onun epistemolojisini de görsel gönderenlerle ciddi bir etkileşime sokmuştur. Post-modern dönemde, tarihyazımı, artık sanal pigmentlerin renklendirdiği yeni derisine alışmak/alıştırılmak sürecinde bulunmaktadır. Tarihyazımın ve ürünlerinin dönüşüm göstermiş yüzünün anlaşılabilmesi, bu gerçekleşen dönüşümün etkilerinin ölçülmesi ve tarihyazımın geleceğine ilişkin olası manzaranın belirmesi adına, mevcut tartışmaya katkı bağlamında, bir söylem dönüşümünün iz sürümü çalışmamızda gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.