Rusya’da 1917 yılında gerçekleşen Ekim Devrimi ve akabinde Sovyetler Birliğinin kurulması beraberinde köklü bir paradigma değişimini getirir. Hayatın her alanına sirayet eden söz konusu değişimden genelde bilimin özelde ise dilbilimin etkilenmemesi mümkün değildir. Bu, büyük ölçüde Vladimir Lenin ve Josef Stalin’in gütmüş olduğu dil siyasetinin sonucudur. Yeni rejimin benimsenmesi ve güven kazanması demokratik unsurların ön plana çıkarılmasını gerekli kılar. Lenin bu bağlamda dillerin ve halkların eşitliğini önceleyen milliyetler politikasını devreye sokar. Bu kapsamda ülkedeki gayrı Rus halkların dilleri desteklenir, alfabesi olmayan halkların dilleri için alfabe oluşturulur, ana dilde eğitim desteklenir. Bu gelişmelerin milli duyguları kabartması J. Stalin’in hoşuna gitmez ve 1920’lerin sonuna doğru mevcut dil siyasetini revize ihtiyacı doğar. Bu noktada Nikolay Yakovleviç Marr ve onun Marksist unsurlar içeren Yafetik Dil Teorisi dönemin dil politikasının ihtiyaçlarına karşılık verir. İlerleyen süreçte marrizm adında bir harekete dönüşecek teori, önemli tartışmalara sahne olarak Sovyet dilbilim tarihine damga vurur. Bu çalışmada N. Marr’ın Yafetik Dil Teorisinin içeriği, hangi yönleriyle dönemin ihtiyaçlarına karşılık geldiği, nasıl popülerlik kazandığı incelenmekte ve teorinin dilbilim alanına etkileri mercek altına alınmaktadır.