Matematiksel bir terim olan eşdeğerlik kavramı, dilbilimsel bir yaklaşımın sonucu olarak edebiyatta da yer almıştır. Erek metin ve kaynak metin arasındaki ilişkinin anlaşılırlığı ya da karmaşıklığı, eşdeğerlik kavramı üzerinden tartışılmaktadır. Eşdeğerlik yani özgün metnin etkisinin çeviri metinde de var olması 1960’lardan günümüze değin etkisini koruyan bir konu olmuştur. Bu bağlamda, düzanlamsal eşdeğerlik, yananlamsal eşdeğerlik, kelime seviyesinde eşdeğerlik, dinamik eşdeğerlik vb. farklı terimlerle adlandırılan çeşitli eşdeğerlik sını?andırmaları yapılmıştır. Bunlar eşdeğerlik sorunu tartışmalarında önemli bir yere sahiptir. “Ermeni ve Sanskrit Dillerinden Örneklerle Çeviride Eşdeğerlik Sorunu ve Tarihi” başlığını taşıyan bu çalışmamızda, öncelikle çeviribilim perspektifnde eşdeğerlik sorununun tarihi hakkında yapılan yorum ve çalışmalara değindik. Ardından erek dil olarak seçtiğimiz Ermeni ve Sanskrit dillerindeki metinlerin, hedef dil yani Türkçedeki çeviri metin durumundaki görüntüsünü sunduk. Böylelikle erek Ermeni ve Sanskrit dillerinden alınan orijinal metinlerin birbirinden farklı sözcükler ve tümce yapıları kullanılarak da hedef dile aktarılabileceğini göstermiş olduk. Zira bu farklılıklar, eşdeğerlik bağlamındaki sorunların kaynağını oluşturmaktadır. Çalışmamızın son aşamasında ise birbirinden farklı bu iki çeviri metnin, eşdeğerlik bağlamındaki durumunu erek ve hedef diller arasındaki dilin mekanik yapısı, sözcük dağarcığı ve sosyo-kültürel unsurlar bağlamındaki değişkenleri de göz önünde bulundurarak değerlendirmeye çalıştık.