Altay Dağlarının güneybatı ucunda bulunan Berel Vadisi’nde 1865 yılında Wilhelm Radloff tarafından kazısı gerçekleştirilen kurganlarda permafrost katmanları tespit edilmiştir. Bu özelliğe sahip kurganların merkezindeki derin çukura ahşap tomruklardan inşa edilmiş defin odaları konumlandırılmıştır. Söz konusu ahşap defin odalarında ve tek parça tomruktan oyulmuş ahşap lahitte insan ve çok sayıda at gömüleri tespit edilmiştir. Ancak zamanın kazı yöntemleri ve arkeolojik buluntuların korunması imkânlarının yeterli olmaması nedeniyle söz konusu insan ve at gömüleri korunamamıştır. Daha sonra Berel Vadisi’ndeki kurganlar yaklaşık 150 yıla yakın süre boyunca kapsamlı bir şekilde kazılmamış ve incelenmemiştir. Bu durum 1998 yılında Prof. Dr. Zainolla Samashev’in ekibiyle birlikte Doğu Kazakistan Arkeolojik ekspedisyonu kapsamında Berel’de geniş çaplı kazılar yürütmeye başlamasıyla değişmiştir. Permafrost (kalıcı don) katmanları olgusunun 10. ve 11. Kurganlarda da saptanması sıradan kurganlarda korunamayan organik materyallerden yapılmış sanat eserlerinin yanı sıra insan ve at kalıntılarının günümüze ulaşmasına ve incelenebilmesine olanak sağlamıştır. Bu çalışma, Berel kurgan mezarlığında bulunan İskit/Saka, Hun-Hsiyen Pi ve Göktürk dönemine ait kurganları ölü gömme gelenekleri bağlamında ele almaktadır. Antropolojik araştırmalar ve ölü gömme gelenekleri üzerine yapılan değerlendirmeler sonucu ortaya konulan benzerlikler, İskit/Saka döneminden Göktürk dönemine kadar kültürel süreklilik veya devamlılık olgusunu kanıtlamaktadır.