Yaş destanı veya yaşname başlığını taşıyan şiirler Türk halkları şiirinde derin gelenek ve kökleri olan bir şiir şeklidir. Yaşlar üzerine yazılan ve insan ömrünün değişik dönemlerini ele alan yaşnamelerin ilk örneklerine Ahmed Yesevi şiirlerinde rastlıyoruz. XII-XIX. yüzyıllarda bu tür şiirlerde insan hayatını özetlenmekle birlikte fani dünyanın geçici olması ve ahret dünyasına hazırlanma, iyi ameller sahibi olmaya özenme gibi konular işlenmiştir. Bu tür üzerine Türk halklarının pek çok âşık ve şairi eser vermiş ve gelenek şeklini alarak insan ömrü bu tür şiirlerde edebi felsefi yönleriyle işlenmiştir. XX. yüzyıla kadar devam eden bu gelenek SSCB kurulduktan sonra kaybolmaya başlamış ve Sovyet âşıkları aynı türde eser verseler de, muhtevaca yenilikler yapmak zorunda kalmışlardır. Bu bağlantıda Aşık Behmen, Molla Murt gibi aşıklar kendi şiirlerinde Sovyetlerin kurulmasını, toplumdaki değişimleri, sınıfsal meseleleri işlemeye başladılar. Aşık şiirinin önemli şekillerinden olan yaşnameler de zamanla içerik değiştirdi. Yüzyıllarca süregelen gelenek, siyasal değişimlerle birlikte muhtevanın “yenilenmesi”ne neden oldu. Dönemin talebine uyarak eser veren aşıklar, biçimsel olarak geleneği sürdürseler de, içeriksel bağlantıda yeni konulara yer vermeli oldular. >Böylece, SSCB döneminde yazılmış yaşnameler de dini özelliklerden “arındırııldı”, bunun yerine Sovyetler, Komünizm, Bolşevikler övüldü. Böylece biçim olarak eski, muhtevaca yeni örnekler ortaya çıktı.