Bu çalışmada, Jonas Hassen Khemiri’nin İstila! oyununa Edward Said’in oryantalizm bakışıyla yaklaştım. Said, oryantalizmi Doğu ile Batı arasındaki ontolojik ve epistemolojik ayrıma dayanan bir düşünme biçimi olarak görür. Oryantalist bakışta Batı’nın kendisini tanımlamak için öncelikle Doğu’yu tanımlaması ve tanıtması gerekir. Batı, Doğu üzerinde hegemonik bir yapı oluşturur. Doğu ve Batı reel mekânlardan çok kurgusal mekânlar olarak inşa edilirler. Khemiri değişmez Doğu mitine karşın tarihsel perspektifte öncelikle ‘Binbir Gece Masalları’ndaki Abulkasem, ardından İsveç’in önemli şair ve oyun yazarlarından Carl Jonas Love Almquist’in ‘Signora Luna’ oyunundaki Abulkasem’den vazgeçer ve sabitlenmiş Doğulu karakterini yıkar. Khemiri’ye kadar kullanılan Abulkasem miti artık değişmiştir. Khemiri Batı’nın gözündeki değişmez Abulkasem’i oyun içinde herkesi ve her şeyi ‘Abulkasem yaparak’ ve ‘Abulkasemleştirerek’ parodileştirir. İsveç’te geçen oyun İsveç’te yaşayan her Ortadoğulu göçmenin aynı Abulkasem olmadığını vurgular. Oryantalist ırkçılık ve algıyla Doğu ile özdeşleştirilmiş özellikler İstila!’da bir bir deşifre edilirken bununla birlikte sadece Batı’nın gözünden Doğu öteki olarak tanımlanmaz, Doğu’nun da kendini Batı’nın gözünden kavrayışı ve içselleştirmesi vardır. Bu amaçla ilkin oryantalizm kavramını inceledim ardından ele alınan oyunda ötekiliğin çift taraflı olduğunu tartışmaya açtım.