Geçmiş ve güncel arasında bağ kurmaya çalışmanın önemli araçlarından birisi de tarihsel romanların incelenmesidir. Norbert Elias’ın 1939 yılında yazdığı Uygarlaşma Süreci adlı ilişkisel sosyolojik eserinde belirttiği gibi, uygarlaşma aslında toplumsal ilişkilerde -spor da dâhil olmak üzere- şiddete ihtiyaç duymadan çok sesliliğe tahammülü öğrenme ve dolayısıyla demokratikleşme sürecidir. Ancak onun şiddet uygulama tekelinin toplumdan alınarak devlete devredilmesi oranında demokrasinin gelişeceği öngörüleri maalesef gerçekleşememiştir. Hoşgörüsüzlük arttığı gibi, hem kamusal hem de özel alanda insanlar tepkilerini fiziksel olsun olmasın değişik biçimlerde göstermeye devam etmiştir. Araştırmanın temel problemi de bu bağlamda, toplumda insan ilişkilerinin çeşitli biçim ve yollarla kutuplaşması ve hoşgörünün azalmasıdır. Bu çalışmada, ilişkisel sosyolojik olarak özellikle Anadolu halk kültüründe Battalname Destanı’nın efsanevi kahramanı Battal Gazi’den hareketle güreş kültürü Elias ve onun figürasyonel sosyolojisinden yararlanarak anlamaya ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Tarihsel anlatı türündeki nitel araştırmada Ziya Şakir (2007) tarafından yazılan Battal Gazi romanı incelenirken, ikilik ve özcülük reddedilerek, belirsizlikler üzerinde özellikle de “eşiksellik” (liminality) ve farklılıklar üzerinde durulmuştur. Çalışmada özdüşünümsel olarak tarihsel olayların hem yazar hem de okuyucular ve kaçınılmaz olarak araştırmacılar tarafından yeniden kurgulandığı yönünde bulgular elde edilmiştir. Çalışmada Battal Gazi’nin mücadele sporu olarak güreşi maharetle kullanan tarihsel bir kahraman kimliğindeki özellikleri romandan hareketle gösterilmeye çalışılmıştır.