Dünyada ve Türkiye’de kadına yönelik şiddet önemli sosyal problemlerden birisidir. Geleneksel toplumlarda ataerkil iktidar ilişkilerini yeniden üreterek kadınlar üzerindeki eril tahakkümü meşrulaştıran namus saikiyle işlenen cinayetler kadına yönelik şiddetin en dramatik türlerinden birisini oluşturmaktadır. Namus anlayışı toplumsal yaşam içerisinde her ne kadar farklı kaynaklardan beslense de medya, dil ve söylem aracılığıyla namus kavramın sosyal olarak inşa edilmesinden önemli bir etkiye sahiptir. Hegemonik cinsellik ve cinsiyet söylemine göre ataerkil toplumun kültürel değer ve normlarıyla şekillenen namus ve namus adına işlenen cinayetler medyaya da yansımaktadır. Bu çalışmanın amacı medyanın kadın cinayetlerini ele alma biçiminin namus algısını pekiştirip pekiştirmediğini anlamaya çalışmaktır. Başka bir ifade ile çalışma, medyanın kadın cinayeti haberlerini verirken, eril bir dil kullanıp kullanmadığı, mağdurları ve failleri nasıl resmettiği, şiddeti normalleştirme ve meşrulaştırma biçimlerini araştırmayı hedeflemektedir. Çalışma kapsamında öncelikli olarak ulusal çapta günlük yayın yapan iki gazetede (Radikal ve Posta) 2012-2014 yıllarında yayınlanan kadına yönelik şiddet haberleri taranarak özellikle namus adına işlendiği belirtilen kadın cinayeti haberleri seçilmiş ve söylem analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiştir. Haberlerin analizinde kadın cinayetlerinin sansasyonel biçimde cinayetin magazin yönüne odaklanarak verildiği, cinayetleri sosyal bağlamından soyutlanarak bireyselleştirildiği, şiddetin namus temelli meşrulaştırıldığı, kadınların kocalarına itaat etmedikleri, ailenin namus ve şerefini “lekeledikleri” için öldürüldüğü ve haberlerde de eril bir dilin kullanıldığı anlaşılmıştır.