Bu çalışma, çağdaş Amerikan yazarları arasında yer alan Sara Paretsky’nin Hayatın Tadı adlı öyküsünde çağdaş batılı toplumlarda kadın yaşamının yaptırıcı toplumsal normlar tarafından şekillendirilip kontrol altında tutulmasını Beden Politikası ve Yeme Bozuklukları temaları içinde örneklendirmektedir. Makale içinde Beden Politikası bir ataerkil toplum ideolojisi olarak tartışılırken Yeme Bozuklukları arasında yer alan obezite, sosyokültürel bir olgu olarak değerlendirilir. Hayatın Tadı öyküsünde iki ana kadın karakter bu ideolojinin ve bu ideoloji ile tetiklenen Yeme Bozukluğu’nun kurbanları olarak örneklendirilir. Bu tartışmaların yanı sıra, medya ve reklamcılık sektörleri de bir yandan Beden Politikası’nı besleyen bir yandan da özellikle kadınlar için yarattıkları imajlar ile onların toplumsal ve bireysel kimliklerini belirleyen endüstriler olarak tartışılır. Öykü incelemesinde değinilen diğer bir konu, farklı yönleri ile ele alınan annelik kavramıdır. Feminist bakış açısına göre, kurum ve deneyim olarak değerlendirilen annelik kavramı aynı zamanda birbirlerine karşıt gelen “ahlaki ideal” ve “sosyal gerçeklik” boyutları ile de tartışılır. Öyküdeki iki kadın karakterin anne-kız ilişkisi psikanaliz bakış açısından faydalanılarak değerlendirilirken, bu anne-kızın toplumsal cinsiyet rolleri içinde hapsoluşları sosyal-feminist bakış açısı içinde irdelenir. İncelemenin sonunda, antropolojik bakış açısı ile ana karakterin Yeme Bozukluğu yeniden yorumlanır ve bu karakter bir endokanibal olarak değerlendirilir.