Dünyanın en büyük bilgisayar ağı olan internet, bugüne kadar hiçbir teknolojinin yayılmadığı kadar hızlı yayılma göstermekte ve artık hayatın her alanını etkilemektedir. 1980’lerden sonra yeni iletişim teknolojileri, bu tarihlerden sonra da yaşanan ekonomik ve toplumsal dönüşümleri analiz için geliştirilen pek çok kuramda merkezi bir konuma yerleştirilmiştir. Günümüz dünyasında yeni iletişim teknolojilerinin insanlara sağlamış olduğu imkânların bilginin ve iletişimin niteliğinde değişim yaratarak özgürleştirici bir toplumsal dönüşüme yol açacağı yolunda görüşler egemendir. Bu çalışmanın birinci bölümünde yeni iletişim teknolojilerinin, özellikle internetin bilgi toplumuna giden yolu açtığı ve internetin özgür ve demokratik bir kamusal alan olduğu yönündeki olumlamacı düşünceler tartışılmıştır. Yapılan araştırmalar insanların, sanal gerçeklik içinde gün geçtikçe daha fazla vakit harcadıklarını, bu gerçeklik içinde yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını ve yine bu gerçeklik içinde yeni bir dünya kurarak yaşadıklarını göstermektedir. Kimi zaman sanal dünyayla, gerçek dünya arasındaki sınırın belirsizleştiği de gözlenmektedir. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla ve internetin olumlu/olumsuz tüm yönleriyle hayatımızın tüm alanlarını ‘işgal’ etmesi ile birlikte, artık gerçek kültüre alternatif bir sanal kültürden söz edebilmek mümkündür. Günümüz toplumunu daha iyi anlayabilmek için günümüzde insanların internet davranışlarının ve online toplulukların yapısının bütün boyutlarıyla anlaşılır hale gelmesine önem verilmelidir. Çalışmanın ikinci bölümünde öncelikle internete katılımı cazip kılan unsurların neler olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ardından ise sanal kültürün bireysel kimlikler ve toplum üzerindeki etkileri tartışılmıştır.