Sanal Gerçeklik (SG), çeşitli uyarı koşullarını yaratarak gerçekçi bir deneyimi simüle etmeyi amaçlayan dijital bir yazılım ortamıdır. SG, yirmi yıla aşkın bir süredir varlığını devam ettiriken, sanal gerçeklik başlıklarının maliyetinin düşük olması ve taşınabilirliği nedeni ile son birkaç yıldır kamuoyunun dikkatini çekmektedir. Günümüzde, sanal gerçekliğin eğlence sektörü dışında en çok kullanıldığı alan Sanal Gerçeklik Maruz Kalma Terapisi (SGMKT) olup, belirli bir psikolojik rahatsızlığın tedavi etme sürecine yardımcı olma amacını güden bir yöntemdir. Son yirmi yılda, SGMKT, özellikle kas kontrolü ile ilgili hastalıkların tedavi sürecine yardımcı olmak, ve çeşitli rahatsızlıkları ve fobi problemlerinin iyileştirme sürecini desteklemek amacıyla etkili bir yol olarak kullanılmaktadır. SG kullanımıyla ilgili çok sayıda araştırma yapılırken, bu güne kadar kullanıcıların eğitim derecelerinin, SG sistemi nasıl algıladıklarını; ve SG deneyimlerine önemli ölçüde etki edip etmediğini ölçen bir çalışma yapılmamıştır.Birçok araştırmacı, SGMKT ile geleneksel bilişsel davranışçı terapiler arasında (VIVO gibi) farklar olup olmadığını analiz etmiştir. Ancak, bir SG sistemini son derece kullanışlı kılan etkilerin eğitim derecesiyle ilişkisini inceleyen veya kullanıcıların eğitim derecelerinin bir SG sistemine olan etkilerini ölçen istatistiksel araştırmalar yok denecek kadar azdır. Bu araştırmada, yükseklik korkusunun tedavisini desteklemek amacı ile geliştirilen bir sistemi test eden kullanıcılar arasında yüksek bir eğitim derecesine sahip olanlarla, daha az ya da hiç eğitim derecesine sahip olan bireyler arasındaki SG deneyimleri karşılaştırılmıştır. Yükseklik korkusu (Akropobi) rahatsızlığının tedavisinde potansiyel olarak kullanılabilecek bir SG sistemi Nielsen’ın sezgisel değerlendirmesi kullanılarak oluşturulmuştur. Mütakiben, katılımcıların eğitim derecelerinin SG sistemini kullanmadaki etkilerini belirlemek için yarı deneysel bir çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışmanın sonucunda, araştırma bulguları, katılımcıların eğitim derecelerinin SG ortamına önemli ölçüde etki etmediği gözlemlenmiştir. Bir diğer değişle, katılımcıların eğitim derecelerinin SG deneyimlerinde ve kullanımlarında etkin bir röl oynamadığı ortaya çıkmıştır.