Doğu anlatı geleneği, Doğu kültür dairesinin ve zihniyet dünyasının bir çıktısı niteliğindedir. Sözlü, açık biçimli (açık uçlu), interaktif, yüzeysel karşıtlıklarla dolu ve rasyonel neden-sonuç ilişkisinin zayıf bir şekilde kurgulandığı Doğu anlatısı eserleri, teknik olarak çoğunlukla kusurlu fakat içerik olarak yaratıcı kabul edilir. Doğu anlatısının bu özellikleri, kültürel ve tarihsel açıdan Doğu anlatısı geleneğiyle organik bir bağa sahip olan melodram türüyle ve melodram türünün Türk sinemasındaki karşılığıyla pek çok açıdan benzeşmektedir. Yüzyılı aşan Türk sineması macerasının komedi türü ile birlikte en çok icra edilen ve en yaygın türü konumunda bulunan melodram; ahlaki mesajlar vermekte, yüzeysel bir şekilde çeşitli kalıpları ve klişeleri tekrar etmekte, duygulara hitap ederek karşıtlıklar üretmekte ve rasyonel neden-sonuç ilişkisinin zayıf olduğu bir öyküleme yapısı içerisinde tesadüf ve sürpriz gibi çeşitli unsurlara sürekli olarak yer vermektedir. Bu çalışmada; Doğu anlatı geleneğiyle melodram türünün Türk sinemasındaki izdüşümünün ilişkisini, bir Doğu anlatı geleneği ürünü olan ve bu anlatı geleneğinin neredeyse tüm özelliklerini ve unsurlarını taşıyan Kerem ile Aslı hikâyesi ve bu hikâyeden uyarlanan 1971 yılı yapımlı Orhan Elmas’ın Kerem ile Aslı filmi üzerinden çözümlemeye çalıştım. Çalışmada elde ettiğim sonuç; Doğu anlatı geleneğinin biçimsel ve içeriksel unsurlarının, melodram türüyle ve bu türün Türk sinemasında kullanılış biçimiyle ortaklıklar taşıdığıdır. Bunun nedeni olarak gördüğüm ve ifade ettiğim düşünce ise Doğu anlatı geleneğini inşa eden Doğu kültür dairesi zihniyetinin melodram türünü kurgulayan geleneksel zihniyet dünyasıyla aynı kaynaktan beslendiği veya aynılık taşıdığıdır. Çalışmayı bu ortaklığın ve benzerliğin yaratıcılık ve kültürel çeşitlilik açısından fırsat olarak değerlendirilmesi önerisiyle sona erdirdim. Çalışmada desktriptif yöntemi ve tür filmi eleştirisi yaklaşımını kullandım.