Âşık Veysel Şatıroğlu, XX. yüzyıl âşıklık geleneği içerisinde öne çıkan bir temsilci olmanın ötesinde sesi, yaşadığı dönemin sınırlarını aşan ve günceli yakalayan bir sanatçıdır. Âşık Veysel’in sanatı hakkında yapılan araştırmalar, giderek artan bir ivmeyle hacimli bir yazın oluşturmaya başlamıştır. Sanatındaki başarısının, halk nezdinde kavranması güç olan ölüm, kader, varlık, hiçlik gibi soyut mefhumları somutlaştırarak aktarmayı başarmasından ileri geldiği ifade edilebilir. Bu bağlamda halk şiirinde özgün imgeler ve kavramsallaştırmalar oluşturduğu; devrinin tinsel özellikleri yanı sıra geleneğin arkaik köklerini de yaşadığı döneme taşıdığı belirtilebilir. Âşık Veysel insanlığı, (kendi) temsil ettiği Alevi-Bektaşi geleneği de dâhil olmak üzere tüm ayrımları ortadan kaldıran geniş bir ufuk ile görmeyi önermiş ve tüm toplumsal/dönemsel paradigmaların üzerinde evrensel bir dil kurmuştur.
Bu araştırmanın amacı, pek çok çalışmaya konu olan Âşık Veysel’in sanatçı kimliğinin toplumda farklı yaş ve eğitim gruplarında nasıl alımlandığının metafor analizi yoluyla incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, beşinci sınıftan itibaren ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki öğrencilerin; lisans ve lisansüstü eğitim düzeyindeki öğrencilerin ve öğrenimini tamamlamış (artık öğrenci olmayan) meslek hayatına atılmış ve/veya emekli olan kişilerin Âşık Veysel Şatıroğlu’na ilişkin geliştirdikleri metaforlar derlenmiştir. Katılımcılar, gönüllülük esasına göre çalışmada yer almıştır. Araştırma verilerinin toplanması için katılımcılardan “Âşık Veysel Şatıroğlu….… gibidir; çünkü…” cümlesini tamamlamaları istenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan fenomenolojik yaklaşım kullanılmış ve elde edilen verilerin çözümlenmesi içerik analizi yöntemi ile yapılmıştır. Araştırma bulguları, bir gelenek temsilcisinin yaşadığı dönem ile bugün arasında kurduğu bağın, toplum nezdinde ne şekilde alımlandığının çözümlenmesine katkı sunmuştur. Araştırma bulgularından hareketle, Âşık Veysel’e ilişkin algıların zamanla değiştiği sonucuna varılmıştır. Çalışma kapsamında en çok üretilen metaforlar, “Anadolu,” “ozan” ve “toprak”tır. Araştırma sonucunda katılımcıların, Âşık Veysel’in evrensel ve derinlikli sorgulamalar yapan, çağının sınırlarını aşan bir sanatçı olduğu konusunda ortak kanaate vardıkları tespit edilmiştir.