Ütopyacı dürtüden beslenerek sanat vasıtasıyla düşünüş biçimini ütopik ve distopik itkinin ardından yansıtmayı başaran kimi yazarların eserlerinde yitik cennet, ideal kent, masal ülkesi ideallerine rastlamak mümkündür. Eserlerini bireysel yahut toplumsal bir ideal arayışına yaslayan bu yazarlar, çoğu kez ideal sistemi temellendirecekleri mekân tasavvurlarına yönelirler. Dünya üzerinde “ölüm karşısında umut resimlerini” aktaran kimi eserleri ile ütopyaya kapı aralarken, aynı zamanda cehennem tasvirleriyle de entropi’nin, dünyada düzensizliğe ve yıkıma doğru sürüklenişin kent düzlemindeki distopik görüntülerini açığa çıkarırlar. Toplumsal bağlamın ipuçlarına gönderme yapan kent distopyaları, kent ütopyalarının aksine ideal yer fikrinden değil “kötü yer” fikrinden hareket eder. Gerçekleşmesi için fazla kötü olarak tasarlanan bu kurgusal kent tasvirlerinde kültürel ve politik problemler, siyasi yozlaşma, totaliter yapı, teknolojik ve sosyal kontrol, ekolojik tehlike, yabancılaşma, öjeni gibi konuların ne tür sonuçlar doğurduğu ve gelecekteki boyutu öne çıkarılır. Bir “uyarı” olarak da değerlendirmenin mümkün olduğu distopik anlatılarda yazar, yaşadığı dönemdeki olumsuz durumlardan yola çıkarak bunların gelecekte yaratabileceği tehlikeleri anlatmaya ve okurda farkındalık uyandırmaya çalışır. Türk edebiyatında içinde yaşadığımız modern dünyanın çeşitli kırılma noktalarını ve zayıflıklarını distopyanın kara gözlüğünden aktaran ve kent özelinde distopyaya kapı aralayan yazarların 2099 İstanbul’una atfen kaleme aldıkları ve İstanbul 2099 adlı kitapta bir araya getirdikleri öyküleri bu çalışmanın kapsamı içerisindedir. İstanbul’un nüfus, iklim, ulaşım, teknolojik gelişmeler, kitle iletişim araçları, yönetim, yozlaşma, toplumsal kaos vb. konularındaki gidişatına dair farkındalık yaratma sorumluluğundan hareket eden on altı yazar tarafından kurgulanan öykülerde negatif kent tasarısına dair alternatif bakış açıları önerilmektedir. Bu bağlamda makalemde, farklı yazarların kaleminden tasarlanan ve kötü gelecek kurgusu olarak dikkati çeken İstanbul 2099 anlatılarına odaklanmakta, edebi söylemde İstanbul’a dair açılan karanlık pencereyi Distopya Edebiyatı’nın terim, kavram ve temaları çerçevesince aralamaktayım.