Su, tıpkı ateş ve toprak gibi birçok kültürel pratikte arınmanın, temizlenmenin, yenilenmenin, verimliliğin ve bereketin aracı olarak kullanılır. Özellikle geçiş dönemi pratiklerinde suyla arınma çeşitli biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Evlenme gelenekleri içinde “gelin hamamı” geleneği bunların başında gelmektedir. Gelin hamamı, evlenme ve düğün geleneklerinin belli bir evresine eşlik eden tören ve eğlencelerle geleneksel Türk hamam kültürünün de bir parçası olmuştur. Nitekim hamamlar, bir doğal ihtiyaç olan temizlenmenin yanı sıra suya atfedilen değer ve kutsallıkla arınmanın en önemli kültürel mekânları haline gelmiştir. Hamamların ve hamamda yıkanma alışkanlığının hayatımızdan hızla çekilmesi karşısında, tarihi hamamların somut kültürel miras açısından önemi kadar, hamam kültürü ve gelin hamamı geleneğinin de bir somut olmayan kültürel miras unsuru olarak kaybolmasına neden olmaktadır. Bir yandan tarihi ve mimari özellikleriyle korunmaya çalışılan hamamların, hamam kültürünün korunması ve yaşatılması adına müze uygulamalarına sahne oldukları, öte yandan tarihi hamamların hamam kültürü geleneğini yaşamak ve yaşatmak adına yeni işlevleriyle eski gelin hamamı uygulamalarını canlandırmaya çalıştıkları izlenmektedir. Ankara’da bu geleneğe uzun yıllar tanıklık etmiş “Tarihi Karacabey Hamamı” son yıllarda “bekârlığa veda partisi” ya da “kına geceleri” adıyla geleneği canlandırmaya çalışan ve sayıları her geçen gün artan hamamlardan birisidir. Karacabey Hamamı’nda gerçekleştirilen gözlem ve görüşmeler sonucunda hamam kültürü ve özellikle “gelin hamamı” pratiğinin değişen yüzü dikkate değer sonuçlar içermektedir. Hamam işletmecilerinin konuya ilişkin farkındalığına rağmen geleneğin kendisi ve koruma yaklaşımları konusundaki bilgi yetersizlikleri amaç, içerik ve uygulamalarda değişikliklere yol açtığı ve özellikle eğlence boyutunun öne çıkarıldığı görülmektedir. Bu ilginin ticari kaygılar ve tüketim kültürü içinde geleneğin korunması, yaşatılması, aktarılması konusunda izleyeceği süreç önemlidir.