Türk kültür anlatılarında rastladığımız Kayıperenler motifi, tarihi bir miras olarak başlangıçta hem doğaüstü bir güç hem de her türlü engelleri aşmaya gücü yeten bir koruyucu ruh olarak insan ve hayvanların mutluluğunu sağlayan bir varlık veya canlıların yardımcısı kabul edilirken, kuşaktan kuşağa aktarılış sürecinde değişim göstermiş, ait olduğu topluluğun inanç ve kültür anlayışına paralel olarak koruyucu ve yardım edici velîler, Allah’ın çok sevdiği ve bazı işler için görevlendirdiği ermiş kişiler bağlamında kullanılmaya başlamıştır. Fakat Kayıperenler’in bu misyonlarına ek olarak mitolojik veya İslami anlatılarda görmediğimiz farklı bir işlevi daha vardır. Bu görev her sıkıntılı durumda yardımcı olma gibi bir genel adlandırmayla ifade edilemeyecek, sınırları belli olan bir işlevdir. Bu da Batı Ege’de tesbit ettiğimiz, yitik bulma konusunda kendilerinden yardım istenmesi durumunda taşıdıkları adla uyumlu olarak insanlara sadece bu konuda yardımcı olma görevleridir. Onlar bu görevleriyle yalnızca dinî değil fakat halk inancı boyutunda yeni bir işlev kazanmışlardır. Bu araştırmada farklı tarihi ve dini dönemlerde ve coğrafyalarda Kayıperenlerin varlığından yola çıkarak onların Orta Asya’dan Batı Ege’ye gelişleri, karakter özelliklerinin değişmesi, farklı isimleri ve yeni görevleri sorgulanmıştır. Kırgız, Özbek destanlarından örnekler, Alevi- Bektaşi inançları, Tasavvuf anlatılarıyla ilgili yazılı kaynaklar ve günümüz sözlü kaynaklarından elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi ile yapılan çıkarımlarda Kayıperenlerin etki ve varlık alanları değişmekle birlikte halen hafızalarda korundukları ve önemli bir halk inancı uygulama motifi oldukları görülmektedir.