Meksika-Amerika Savaşıyla (1846) başlayıp, 11 Eylül sonrası döneme kadar gelen bu süreçte ABD-Meksika sınırı kriz, anlaşmazlıklar ve uzlaşmanın temsili oldu. ABD-Meksika sınırını geçiş, sınır koruma politikaları ve sınır bölgesindeki yüksek ölüm oranlarıyla medyada geniş yer bulmaktadır. Luis Alberto Urrea yok sayılarak sınır bölgesinde yaşayan ve sınırı geçen Meksikalı göçmenlere kişisel-politik sınır anlatılarında ışık tutmaktadır. 2005 Pulitzer Ödüllerinde kurgusal olmayan anlatılar dalında finale kalan, Urrea’nın The Devil’s Highway (2004) eseri yasadışı yollarla sınırı geçmeye çalışan bir grup Meksikalı göçmenin ve insan kaçakçılarının Sonoran Çölünde verdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Urrea’nın bu eseri, sınır militarizasyonu, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı, bölgedeki şiddet ve cinayetlere işaret ederek, sınırı geçmeye çalışan Meksikalı göçmenlerin hikayelerine yeni bir bakış açısı sunmaktadır. Bu makale, The Devil’s Highway eserinde ABD-Meksika sınırını geçmeye çalışan göçmenlerin tecrübelerindeki tarihi, kültürel, ekonomik ve politik yansımaları incelemektedir. Böylece Urrea yersiz yurtsuzlaşan ve yeniden yer/yurt edinme çabasıyla sınırı Meksika’nın ve Amerika’nın vaatleriyle geçen Meksikalı göçmenleri anlatmaktadır. Meksikalı göçmelerin sınırı geçme mücadelesi Amerikan rüyasının küresel ölçüde popüler kültür, kitlesel medya ve iletişim kanallarıyla desteklendiğine de işaret etmektedir. Para ve yatırımların, insanların ve fikirlerin küresel hareketliliği ışığında, yersiz yurtsuzlaşan Meksikalılar Amerikan toplumu ve ekonomisinde kendilerine yeniden yer/yurt edinme amacıyla ABD-Meksika sınır hattında hayatlarını tehlikeye atmaktadırlar. Bu sebeple, Urrea diplomatik iletişimin ve iş birliğinin sınır politikasının gözden geçirilmesinde ve sınır bölgesinde hayatların kurtarılmasında gerekli olduğunu vurgulamaktadır.