Sembollersiz bir kültürden bahsetmek mümkün değildir. Ulusal ve kültürel düşüncede genetik bellekten gelen ve sözlü edebiyatta yeni bir formda modellenen mitolojik olay örgüleri ve folklor imgeleri, yazılı edebiyatta anlam ve biçim açısından dönüşüm göstermektedir. Halkbiliminde yaygın olan dağ, peri, avcı, geyik, turna, Simurg kuşu, ırmak, güvercin, menekşe, lale vb. imgeler, XX. yüzyıl Azerbaycan şiirinde geleneksel sembolik özellikleriyle birlikte yeni anlamlar ve farklı dönüşümlerle ele alınmıştır. Yeni fikirlerin kaynağı olma sürecinde sanatsal simge, işlev açısından statik olmaktan çıkar ve farklı ifade olanakları ortaya çıkar. Çalışmamızda, mitolojik bellek ve folklordan gelen bu imgelerin sembolik anlamlarının hem yerli hem de Türk bilim adamlarının araştırmalarından hareketle izini sürmek, bu alandaki mevcut bilimsel kuramların edebi ürünlere uygulanarak araştırılması ve aktif sembollerin yeni bir yorumu amaçlanmıştır. A. Potebnya, G.N.Pospelov, Y.M.Lotman, A.V.Korpenko ve diğer bilim adamlarının sembol, simge, göstergeyle ilgili makalelerine dayanılarak araştırma yapılmıştır. Türk folklorunda kahramanların sembolik yönlerinin araştırılması konusunda çalışmalar yapmış olan Ömür Ceylan, Bahiye Köksel ve diğerlerinin de çalışmalarından yararlanılmıştır.
Araştırmada, Sovyet dönemi Azerbaycan şiirinde folklor kaynaklı imge ve sembollerin özelliklerinin hem devletçilik bağlamında değerlendirilmesi, hem de ideolojik yönden incelenmesine yer verilmesi amaçlanmıştır. A. Şaik, A. Cavad, C. Cabbarlı, A. Yıldırım, H. Sanılı, S. Rüstem, H. Hüseynzadeh ve diğerlerinin şiirlerindeki peri, turna, avcı, geyik vb. imgelerin, renk sembollerinin tarihsel, anlamsal işlevi ve geleneksel, ulusal, ideolojik, politik içeriği açığa çıkarılmıştır. Araştırmada tarihsel kıyaslamalı yöntem uygulanmıştır. Folklor sembollerinin dönüşümünde, ulusal düşüncede sabitlenen sembollerin Sovyet döneminde bir fikir değişikliğine uğradığı açığa çıkarılmıştır. Sovyet toplumunun merkezi imajı haline gelen kırmızı ve altın renkli semboller, eski geleneksel anlamlarını yitirmişlerdir. Araştırma sırasında sembolün edebi metin bağlamında özellikleri sırasında gelenekten gelen imge-sembolün tekrarının değil, taşıdığı anlamı koruyarak tarihsel-ideolojik koşullara göre yenilenmesi de belli olmuştur.