Bu makale, klasik Yunan mitlerinde kadın karakterlerin temsilini ve bunların yeniden yazılmasını feminist ve kadınsı bir bakış açısıyla incelemektedir. Homeros'un İlyada'sında kadın karakterler ya bir nesneye indirgenir ya da yıkıcı bir savaşın nedeni olmakla suçlanır ya da yaşamları ve kaderleri üzerinde özgürlük verilmez. Feminist bir mitanalitik perspektiften, Homeros'un İlyada'sı klasik edebiyatta kadınların boyun eğdirilmesine katılır. Bu erkek merkezli destanda, Helen ve Clytemnestra gibi Yunanlı ya da Briseis, Chryseis ve Andromache gibi Truvalı kadın karakterler, pasif ve itaatkar yaratıklar olarak tasvir edilir. Homerik anlatı, bu kadınların yaşamlarının gidişatını, onlara özerklik veya faillik için herhangi bir alan sağlamayan erkek egemen bir masal olarak tasvir eder. Bununla birlikte, bazı çağdaş kadın yazarlar, kadınlar pahasına erkeklere güç ve ses veren mit anlatılarını yapıbozuma uğratmaya çalıştılar. Amanda Elyot (Leslie Carroll'ın takma adı), The Memoirs of Helen of Troy (2005) adlı romanıyla Homer'ın destanını kadın karakter perspektifinden yeniden anlatmayı seçiyor. Bu doğrultuda makale Helen karakterinin kendisi ve diğer kadınlar hakkındaki klasik hikayeyi nasıl inkar ettiğini incelemektedir. Elyot'un kadın karakteri, ünlü destanın ve trajik hikayesinin kendi versiyonunu sunuyor. Bunu, kızı Hermione'ye hitaben yazdığı anıları aracılığıyla yapar. Feminist edebi ve sosyal eleştirmenlerin eserlerine dayanan makale, Elyot'un Helen'inin artık Homer'ın Helen'i olmadığını savunuyor. Aksine, başlangıçta erkek merkezli bir metin içinde boyun eğdirilen kadınlara ses ve faillik veren kurgusal bir anlatıda gelişen yeni, güçlendirilmiş bir karakterdir.