Türklerin Orta Asya’dan “Küçük Asya” olarak adlandırılan Anadolu’ya taşınmaları süreci ile söz konusu sürecin öncesini, sırasını ve sonrasını düşündüğümüzde, Türk kültür tarihinin özellikle 12. yüzyıllara kadar büyük ölçüde göç olgusuyla şekillenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle Türk kültür tarihinin bir bakıma göçler tarihi olarak şekillenmiş olması, kültür ve göç arasındaki ilişkilerin Türk tarihi ve kültürü özelinde son derece belirgin olmasına yol açmıştır. Anadolu’ya yerleşim sonrasındaki adaptasyon ve kültürel değişim dönüşümlerle 21. yüzyıla kadar yoğun biçimde devam ederek günümüzde de yaşanan göçlerle devamlılık arz eden ilişki ve etkileşimler, göçü halen kültürü ve folkloru biçimlendirici ana etkenlerden biri olarak karşımıza çıkarmaktadır. Bu çerçevede Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya geliş ve yerleşme süreçlerinde eski yaşam biçimleri ile yeni yaşam biçimleri arasındaki ilişkiler, bütünleştirmeler, kültürdeki ve folklordaki değişim ve dönüşümler, göç olgusuyla yakın bir ilişki ve etkileşim içinde bulunmuştur. Söz konusu durumun dile, edebi metinlere, sosyal ve gündelik yaşamlara, inanç ve ritüellere ve bu gibi bütün alan ve süreçlere zengin biçimde yansımaları gerçekleşmiştir. Bu yansımaların zenginliğine ve çok boyutluluğuna bağlı olarak göç, kültür ve folklor ilişkileri üzerinde günümüzde de devam eden çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışma; folklor ve göç ilişkileri, göçün folklor türlerinin oluşumu, değişimi ve dönüşümü üzerindeki etkileri ile göç ve folklor çalışmalarının konu kadrolarının nasıl sınıflandırılabileceği konularını aydınlatmak amacını taşımaktadır. Bu çalışmada Türk kültüründe göç ve folklor ilişkisi mevcut literatür üzerinden ana hatlarıyla değerlendirilip kuramsal bir çerçevede ele alınmaktadır. Çalışmada göç ve folklor ilişkileri bağlamında gerçekleştirilen ve gerçekleştirilebilecek çalışmaların kuramsal olarak hangi alanlar altında toplanabileceği ortaya konulmakta, göç ve folklor ilişkili çalışılabilecek konuların belirlenmesi amacıyla bir sınıflandırma gerçekleştirilmektedir. Böylece çalışma aracılığıyla, daha önce yapılan çalışmaların belirlenmesi ve bundan sonra yapılacak göç ve folklor ilişkili çalışmalara kuramsal açıdan katkı sunulması hedeflenmektedir