Psikanalitik kuramın uzunca süre göz ardı ettiği “yaratıcı, yetenekli ve derin kadın imgesi”nin ardına düşen Clarissa Pinkola Estes, Kurtlarla Koşan Kadınlar’da içgüdüsel doğası tahrip edilen, ruhun en zavallı topraklarına fırlatılıp atılan, başkalarını memnun etmek üzere doğal döngüleri, doğal olmayan ritimlere bürünen kadınların saf gerçekliğini kovalar. Arketipsel, sezgisel, cinsel ve döngüsel olarak adlandırılabilecek kadınların farklı dönemleri, tarzı, bilgisi ve yaratıcı ateşiyle ilgili olan derin meselelerdeki suskunluğu bozan Estes, literatüre vahşi kadın arketipini kazandırır. Kadınlar ortak içgüdüsel arketipleri paylaşmaya henüz devam ederken, Anadolu coğrafyasında içsel bir kadınlık yürüyüşünü şiirinde inşa eden Betül Tarıman’ın duygu, bilinç ve tensel hazlara duyarlı Hadde’sinden süzerek yaratıma dönüştürdüğü modern şiirleri, mitik dönem anlatılarının seslerini duyurur. Estes’in yaklaşımından hareket eden incelemede, vahşi kadın arketipiyle mitler ve masalların yanında şiirde de karşılaşabileceğimizi ortaya koyuyorum. Betül Tarıman’ın şiiri örnekleminde şiirin en az mitler ve masallar kadar sonsuz zamana uzanan, bilgeliğe götüren bir sözceleme olduğunu vurguluyorum. Bu arketipsel bakışla, şiirin kadının doğasını yeniden keşfetme gücümüzü keskinleştirecek kavrayışlar sunabileceğini ileri sürüyorum. Betül Tarıman’ın şiirindeki vahşi kadın, bilgelikle sonuçlanacak olan yolculuğunda kayıp, parçalanma ve aydınlanma döngüsünde ilerler. Bu sonsuz döngüyü keşfetmiş olan Tarıman, böylelikle günümüzde modern kadın kahraman mitini yaratır. Vahşi kadın arketipine bağlanarak gelecekte kendini arayacak kadınları erginleme yolculuğuna çağıracak ölümsüz iç sese dönüşür. Makalede Betül Tarıman’ın şiirlerini Clarissa P. Estes’in vahşi kadın arketipi çerçevesinde yorumlayarak şairin kadının erginlenme yolculuğunu şiirde nasıl yansıttığını inceledim.