Suat Derviş’in romanlarındaki kadın karakterleri değerlendirmeyi hedefleyen bu makale, aynı zamanda onun kadın edebiyatının tarihsel evrelerindeki konumunu da saptamaktadır. Kadın ve edebiyat ilişkisinin tartışmaya açıldığı 1920’lerden, kadınların kendilerine ait bir edebiyat olarak inşa ettikleri kadın edebiyatının oluştuğu 1970’lere kadar Suat Derviş sürekli romanlar, edebiyat eleştirileri ve gazete yazıları ile yazar kimliğiyle var olmuştur. Suat Derviş’in roman karakterlerini genellikle toplumsal cinsiyet konumu ile işgal ettikleri sınıf konumunu birleştirdiği kadın karakterler oluşturur. Toplumsal cinsiyet ve sınıf konumunu birleştirdiği kadın karakterler aynı zamanda belirli bir tarihsel sürece de yerleşir: yıkılan Osmanlı İmparatorluğu’ndan modern Türkiye Cumhuriyeti’ne evrilen radikal bir toplumsal değişim ve dönüşüm süreci. Suat Derviş’in romanlarındaki kadın karakterlere yakından bakıldığında; gotik romanlarındaki tekinsiz kadınlar, aşkta hayal kırıklığı yaşayan yalnız ve ümitsiz kadınlar ki bu kadınlar yok olan Osmanlı toplumunun üst sınıfına aittirler, her şeyin alınıp satılacağına inanan fırsatçı kadınlar ve çocuğunu kaybetmiş anneler karşımıza çıkar. Suat Derviş romanlarının kadın karakterlerini değerlendirirken en çarpıcı bulgu ise yazar ve gazeteci olarak çalışan bir kadın olan Suat Derviş’in romanlarında çalışan kadına neredeyse hiç yer vermemesidir.