Bu çalışma, dinler arası ortak bir değer olan Hızır inancının üç semavi dindeki yansımasını konu almaktadır. Amacımız, üç semavi dine mensup cemaatin (Musevi, Hristiyan ve Müslüman) bir arada yaşadığı Antakya’da, ortak ve köklü bir inanış olan “Hızır inancının” temel unsurlarını anlamaya çalışmak ve bu inanca bağlı olarak gerçekleşen pratiklerin, adetlerin neler olduğunu tespit etmektir. Diğer bir değişle amacımız, Antakya’da yaşayan Musevi, Hristiyan ve Müslüman cemaatlerin etkileşimine bağlı olarak Hızır inancının, üç din arasındaki yansımasını ortaya koymaktır. Bu araştırmada, alan araştırması yöntemi ve bu yöntemi destekleyen katılımcı gözlem ve derinlemesine mülakat teknikleri kullanılmıştır. Alan araştırması, Aralık 2016/ Ocak 2017 tarihlerinde Antakya ve Samandağ’da gerçekleştirilmiş, yörede yer alan Hızır türbeleri, ibadethaneler gezilmiş, Müslüman, Hristiyan ve Musevi cemaat üyeleri ile ev ve iş yerlerinde görüşülmüştür. Görüşmecilere açık uçlu sorular yöneltilerek, gözden kaçabilecek detayların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak Hızır inancı, Musevi, Hristiyan ve Müslüman cemaatlerde köklü bir geçmişe sahiptir. Kimi inanışa göre kutsal bir ruh, kimisine göre ise nebi yani peygamberdir. Anacak Hızır, İlya ya da Mar Corcus’un ortak noktası, farklı şekillerde (genç, yaşlı vb.) insanların yardımına yetiştiğine olan inançtır. Diğer bir ortak nokta ise ‘her şerde bir hayır var’ felsefesidir. Bu yaklaşım, şer gibi görünenin, aslında görece daha büyük bir belayı def ettiğine olan inançtır. Hızır, kimi zaman kimsesiz, yetim çocukların haklarını koruyan, kimi zaman da büyük bir belayı öngörüp bireyin önüne engeller çıkararak kişiyi koruyan kutsal bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar. Tüm anlatılarda ortak tema Hızır’ın yardım ettiği şahısların, inançlı, iyi huylu vb. vasıflara sahip kişiler olduğudur. Hızır inancı, kriz anında insanı yatıştıran, insana yaşadığı dünyada karşılaştığı güçlüklere karşı sağduyulu olmayı telkin eden, şükretme vb. duyguları pekiştiren bireyin kendini güvende hissetmesini sağlayan gündelik hayatın en önemli parçasıdır. “Ya İlyahu hannebi”, “Ya Mar Corcus”, “Ya Hızır”, “Ya Hıdır-ıl Ahdar” biçiminde tüm bu semaya yükselen çağırışlar, üç semavi dinin ortak noktası olan Hızır’ın kimi zaman tanrı ile kul arasında aracılık etmesi, kimi zaman ise acil durumlarda işleri yoluna koyması için bir yakarıştır.