ÖZET Çalışmamızın konusu olan Hasanboğuldu hikâyesi, Kaz Dağı'nın Türkmen köylülerinin söylencelerinde yer alan ve kökleri İran'a kadar uzanan bir İslami halk anlatısı üzerine temellendirilmiştir. Kaz Dağı’nın en ünlü anlatısı olan Sarıkız efsanesi, Kaz Dağı çevresindeki sözlü edebiyatta hâlen nefes almaktadır. Çalışmamızda incelediğimiz eş metinde (varyantta), toplum tarafından küçültücü baskıya maruz kalan kızın konu olduğu efsane, Sabahattin Ali’nin Yeni Dünya isimli eserinde Hasanboğuldu hikâyesiyle karşımıza çıkar. Hikâye anlatıcısının maceraya çağırılışını kabul etmesinin ardından kendisine yardımcı yol arkadaşı görevi verilen Yüksekoba kızı olan Hacer, anlatıcıyı efsanenin geçtiği coğrafyaya taşır. Hem Sarkız efsanesi hem de Hasanboğuldu hikâyesi aynı yol üzerinde seyretmektedir. Her iki kadına tutulan eril karakterlerin duygusal dışavurumlarını konu edinen hikâyede anlatılan efsane, hikâyeden daha ağır basmaktadır. Bu nedenle Sabahattin Ali’nin Hasanboğuldu hikâyesinde anlattığı şekliyle aslında Sarıkız efsanesini incelemekteyiz. Efsanedeki kadın kahraman olan Emine’nin yaşantılarının örüntüsü onun bütünsellik arayışıyla dokunmuştur ve bu örüntü Joseph Campbell’in kahramanın yolculuğu şemasının dişil formu olarak kabul gören ve öğrencisi Maureen Murdock tarafından oluşturulmuş olan ‘Kadın Kahramanın Yolculuğu’ aşamalarıyla örtüşmektedir. Yolculuğun aşamalarıyla incelenecek olan metinin sembolik alt anlamlarına da değinilmektedir.