Bu çalışmada Köprülü’nün genel entelektüel-akademik duruş ve bakış açısının da ışığında “Türkçülük” ve “Türk milliyetçiliği” anlayışı ele alınmaya çalışılmıştır. Ulus-devlete uzanan tarihsel süreçte “Türk milliyetçiliği”nin gerek “kültürel milliyetçilik” gerekse kamusal alanda temsil edildiği haliyle “siyasal milliyetçilik” boyutlarıyla ortaya çıkışı ve biçimlenişi Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına göreli olarak daha geç bir entelektüel ve politik oluşum olarak cisimleşir. Ancak Cumhuriyete giden yolda diğer akımlara göreli olarak -tarihsel koşulların da gerektirdiği kadarıyla- daha başat bir duruma gelerek yeni bir ulus-devletin inşasının temel harcı işlevini görür. Bu süreçte ve Cumhuriyet döneminin erken döneminde Köprülü, Batılı entelektüel kaynakların yanında Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp vd. aydınlardan da beslenerek Türkçülük ve Türk milliyetçiliği anlayışını daha derinlikli ve çok yönlü bir hale getirmiştir. Bunun yanında o, tarihe bakarken bütüncül bir bakışa açısına yönelerek, tarihsel olanı toplumsal, siyasal, kültürel ve ekonomik yönleriyle değerlendiren bir yapısal analiz geliştirmiştir. Onun çalışmaları sosyal tarih ya da tarihsel sosyoloji, siyaset tarihi, kültür tarihi, etnografya ve edebiyat tarihi vd. çok geniş bir yelpazede şekillenir. O aynı zamanda “yapı” ve “değişme” boyutlarını birlikte ele alır. Köprülü için tarihin bizatihi kendi içinde ve kendi başına bir değeri yoktur. Tarihe ve tarihsel olana yönelirken onun asıl amacı pür anlamda tarihçilik yapmak değil, belirli bir duruştan bir tarih bilinci yaratarak gününün tarihsel koşulları içerisindeki sorulara yanıt bulmak ve “toplumsal eylemi düşünceye bağlamak”tır. Onun milliyetçilik anlayışı da, ırkçı ve etnik temelli olmaktan ziyade teritoryal ve tarihsel olanı temele alan bir yaklaşımın ürünüdür.