Türkçede mecaz, benzetme, eğretileme gibi farklı kavramların yerine kullanılan metafor, son dönemlerde nitel araştırmaların en önemli veri toplama araçlarından birini oluşturmaktadır. Metafor, bir kavram ya da durumu başka bir kavram, bir durumla ifade etmek biçiminde tanımlanabilir. Böylece metafor dediğimiz kavram, özünde “ilgili olma” durumunu ortaya çıkarır. Bir dil formu olarak aynı kavram veya terimin farklı ortamlar arasında bir geçiş olarak kullanması anlamında metafor kavramları dönüştürür. Bu anlamda dil ve dilin kullanımı ile ilgili görünür. Ancak metaforlar bundan daha fazla işleve sahiptir. Araştırmacılar, metaforların kişilerin öğretim, öğretmenlik kavramı ve eğitimdeki rollerini anlamak için kullanışlı olduğunu söylemektedirler. Bu çalışmanın amacı, dil öğretimini meslek edinecek olan Türkçe öğretmen adaylarının “Türkçe” kavramına ilişkin oluşturdukları metaforları toplamak ve toplanan bu metaforları çeşitli kategoriler altında sınıflandırarak algılama biçimlerini ortaya koymaktır. Çalışmada veriler, nitel araştırmaya dayalı olarak önce içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Başlangıçta 185 öğrenci üzerinden toplanan veriler, araştırmacı dışında iki uzman kişi tarafından okunarak metaforlar kodlanmıştır. Kodlanan metaforlar alfabetik olarak sıraya konmuştur. Kodlama sırasında metaforun mantığına uymayan veriler kapsam dışı tutulmuştur. Bu çerçevede 172 katılımcı, Türkçe kavramı üzerine 111 metafor türetmiştir. Bu araştırma sonucunda aşağıdaki sonuçlar ifade edilebilir: 1. Türkçe, daha çok sürekliliği ve zenginliği ile ortaya çıkmıştır. Bunun yanında Türkçenin tarihsel, ulusal, bir değer, yaşam kaynağı, estetik bir yapı, iletişim aracı olduğu görülmektedir. 2. Türkçe öğretmen adaylarının Türkçeye yönelik olumlu bir algılaması olmakla birlikte dilin iletişim ve sanat işlevi çok fazla öne çıkmamıştır. İlköğretim çağından itibaren öğrencilere verilen dili algılamaya ilişkin kavramlar, onların gelecekteki yaşamları üzerinde de etkili olmaktadır. Yapılan bu çalışma, Türkçe öğretmen adaylarının bu sürecin izlerini taşıdıklarını, bu noktada eğitim sisteminin bireylerin kendi mesleklerini algılamalarında ne denli etkili olduğunu göstermektedir.