Sosyal ağların yaygınlaşmasıyla birlikte katılımcı demokrasi pratikleri artmakta, temsili
demokrasilerin kısıtlı siyasi katılım biçimlerine alternatif yeni katılım biçimleri doğmakta,
çevrimiçi siyasi pratikler ile çevrimdışı pratikler iç içe geçerek siyasi yaşamda önemli
değişimlere neden olmaktadır. Önceki yıllarda Arap Baharı, Wall Street’i İşgal Et Hareketi,
İspanya’daki ekonomik krize karşı ortaya çıkan Öfkeliler Hareketi vb. toplumsal hareketlerde
sosyal medya haberleşme, örgütlenme ve eyleme geçme aşamalarında önemli, kalıcı siyasi
ve toplumsal değişimlere yol açmıştır. Bir grup araştırmacı İnternet’in siyasi olarak etkin
ve siyasetle ilgili vatandaşları harekete geçirdiğini ileri sürmektedir. Diğer yandan şüpheci
araştırmacılar, sosyal ağlar üzerinden erişim ve etkileşimin tek başına siyasi katılımı kapsamak
için yeterli olmadığının, demokrasinin ilerlemesinde tek başına bir rol üstlenemeyeceğinin
altını çizmektedir. Türkiye’de Gezi Parkı Direnişi sürecinde sosyal medya, anaakım medyaya
alternatif bir haber kaynağı olmuş, direnişçilerin haberleşmesinde, yardımlaşmasında ve
örgütlenmesinde, direnişin sürekliliğinin sağlanmasında ve kitlelerin direnişe katılmalarında
rol oynamıştır. Bir yanıyla, ‘örgütsüzlerin’, genç kuşağın, toplumda sınırlara itilen kimliklerin
buluştuğu Gezi Parkı Direnişi, sosyal medya kullanımını da etkileyerek sosyal ağları direnişin
mekânları haline getirmiş, yeni alternatif katılım ağlarının doğmasına vesile olmuştur. Gezi
Direnişi hala anlaşılmaya çalışılırken, yurttaşların sosyal ağlardaki toplumsal ve siyasal
katılımlarına dair ampirik verilerle genel bir durum değerlendirmesini ortaya koymak önem
taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye genelinde sosyal medyanın bireylerin siyasi
katılımına etkilerini ölçümlemektir. Araştırmada veriler, 11 il bazında telefonla anket tekniğiyle
toplanmıştır. Sonuç olarak sosyal medyanın bireylerin siyasi katılımına görece etkide
bulunduğu, yaş, eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik düzey ile bireylerin