Tüm insanlık için hayati değere sahip olan su ve onun kaynağı olan yağmur, doğal olarak kültürümüzde kutsanmış, suyun ve yağmurun yokluğu ya da azlığı halkı endişelendirmiştir. Bu endişe, halkın kendi içinde sorgulama, kendince çözüm üretme yollarını araştırmasına yol açmıştır. İşte bu arayışlar sonucunda halkın ürettiği çözüm yolları zaman içinde kabul görerek kültüre mal olmuş, nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşmış, kültürümüzün önemli yapı taşlarını oluşturmuştur.
Çelüm çelüm çemçecük ya da çemçegelin, çıkış itibariyle bir inanışı temsil etse de çocuklar bunu sahiplenmiş, oyuna dönüştürmüş, yayılmasında ve yaşatılmasında önemli rol oynamışlardır. Bu inanış ve oyun, tüm halk kültürü değerlerinde olduğu gibi farklı yörelerde farklı şekillerde yer alsa da Muş kültürü denince ilk akla gelen ve kaybolmaya yüz tutmuş değerlerdendir. İlahi ve maniler eşliğinde oynanan oyun, hem çocuklar için bir eğlence aracı hem de yağmur yağması için edilen bir halk duasıdır.
Çelüm Çelüm Çemçecük, tahta bir çömçenin ya da çubuk şeklindeki tahta parçalarının bir araya getirilip, üzerini çeşitli bez parçaları ile süsleyerek gelin haline getirilmesiyle oynanır. Çocuklar bunu kapı kapı dolaştırıp, bir yandan yağmur yağması için maniler söylerken, diğer yandan kapısını çaldıkları evlerden kendilerine de bir şeyler isterler. Ev sahibi, kapı kapı dolaştırılan bu tahtadan oyuncağın üzerine yağmur yağması dileğiyle su döker, çocuklara da başta şeker olmak üzere evinde var olan yiyeceklerden verir.
Araştırmada, farklı yörelerde farklı şekillerde oynansa da daha çok Muş ile özdeşleşen Çelüm Çelüm Çemçecük geleneği ve çocuk oyunu; tarihsel geçmişi, içerdiği mani, ilahi ya da inanışlarıyla ayrıntılı olarak incelenmiş, günümüzde unutulmaya yüz tutan bu geleneksel oyunun geleceğe taşınması hedeflenmiştir.