Don Quijote romanı dünya edebiyatında kendisinden sonra gelen birçok eseri çeşitli yönlerden etkilemiştir. Özellikle yarattığı kahraman prototipiyle birçok edebi kahramana örnek olmuştur. Kendi hayallerinin peşinde koşan, idealist, içinde yaşadığı toplumla çelişen bir kahraman örneğidir bu. Don Quijote’den yüzyıllar sonra, bambaşka bir coğrafyada basılan bir roman da birçok açıdan bu ilk örnek ile benzerlikler taşır. 1980 yılında New Orleans’da geçen A Confederacy of Dunces romanı barındırdığı pikaresk, karnavalesk ve grotetesk ögelerle bu romanla benzerlikler taşır. Ignatius’da aynı Don Quijote gibi bir pikarodur. Ancak o da kendi ideal dünyasında yaşamaktadır, çevresindeki herkesin, yani “alıkların” ona karşı olduğunu sanır. Her iki romanda da ikili karşıtlıklar romanların karnavalesk tarafını ortaya çıkarır. Hayal, gerçek, delilik, akıl…gibi zıt durumlar eleştirilir. Son olarak da her iki roman da birer grotesk realizm örneğidir. Topluma uymayan dış görünüşleri, beden faaliyetleri ve başarısızlıkla geçen maceralarıyla A Confederacy of Dunces romanı adeta yirminci yüzyılda, New Orleans’da yaşayan bir Don Quijote’yi anlatır.