1950’ler sonrası Amerikan şiirindeki öncü ekoller, geleneksel edebiyat normlarını eleştiren, gelişen ve yenilenen alternatif bir kültür oluşturarak, okuyucunun beklentilerini dikkate alan bir yaklaşım içinde olurlar. Black Mountain Şiiri (1950-56), Greenwich Village Şiiri (1950-63), Black Arts Akımı Şiiri (1962-70) ve New York ve San Francisco’nun Dil Şairleri (1979-89) gibi grupların başlıca yenilikçi ekoller olduğu görülür. Yenilikçi yaklaşım, yalnızca edebi alanda değil aynı zamanda müzik ve resim alanında da dikkat çeker. Resimde ekspresyonist yaklaşım ve müzikte Caz akımı görsel ve işitsel sanata yeni bir işlev kazandırır. Yazılı, sözlü ve görsel sanat dalları arasında gelişen iletişim, eserlerin dinleyici ve/ya izleyiciye sunumunu geleneksel kalıpların dışına çıkarır. Öncü grupların hedefi, kendi kişisel beklentilerini bir kenara bırakarak, gelecekte de kaliteyi sürekli kılacak eserler ortaya koymaktır. Güçlü bilgisayar teknolojileri ve tele-iletişim alanındaki yenilikler, e-kimlik, e-topluluk, e-eğitim ve dijital yaşam, dijital sanat ve dijital eleştiriyi içeren yeni sanal sanat sayfalarını doğurur. ‘Tekno-yaşam’ olarak adlandırabilecek bu sanal dünya, görsel ve yazınsal sanat dallarını da etkiler ve bu akımların elektronik nüshalarının doğmasına neden olur. Şiirin sanal medyadaki adı dijital-şiir, elektronik şiir veya e-şiir olur. Bu makalede 1980’ler sonrası avant-garde akımın elektronik yansıması olan dijital-şiir incelenerek örneklendirildi. Teknoloji ve sanatın bir arada kullanımı ve fonksiyonları tartışıldı.